Gurbetin Getirdiği Mutluluk

Büyük oğlu Hasan Hüseyin askerden, eşi Aziz ve oğlu Recep' de Almanya'dan izinli geldiler ve ev de tabi misafirlerle doldu taştı. Önce fotoğraf karesinde yer alan misafirleri tanıtalım: En sağda somyanın üzerinde oturan ortanca oğlu Recep, onun sağındaki büyük kaynı Servet Altun'un kızı Aynur, onun arkasından görüntüye giren yine Servet'in kızlarından Ayla'dır. Başında köşeli kasketi olan amcası Haydar Gönç, onun arkasındaki Servet kaynının oğlu Ramazan ve onun solundaki kaynı Servet ve Servet'in arkasındaki ise askerden izinli gelen oğlu Hasan Hüseyin'dir. Kaynı Servet sandalyede oturan ve elinde çay bardağı olandır. Onun önünde kırmızı hırkalı ve başı açık oturan kızı Birkan, onun sağındaki Servet'in eşi Zülbiye'dir. Ön tarafa kurulmuş olan halkanın en sağından soluna doğru: Gülsüm Altun, onun yanındaki oğlu Haydar, onun yanındaki Haydar amcasının eşi Zeynep, onun yanındaki Mehmet amcasının oğlu Muzaffer'den olma torunu Leyla ve Leyla'nın solunda elinde çay bardağı olan Haydar amcasının oğlu Yakup'un eşi Aynur ve onun önündeki Mehmet amcasının hanımı Sultan ve karenin en solundaki genç adam da oğlu Gürbüz'dür. 

Fotoğrafı çeken kim diye sorarsanız, fotoğrafı Gülsüm'ün eşi Aziz çekiyor. Yüzler gülüyor ve herkes mutlu. Ne güzel bir mutluluk tablosu. Geçmişimizde kalan bu güzelim anıları nasıl özlüyoruz. Fotoğraf karesinde tam 16 kişi var, bunların 8'i Rahmet-i Rahman'a kavuştular. Diğer 8'i ve bir de fotoğrafı çeken halen hayattalar. 

Sol taraftaki duvarda rafta duran lambalı radyonun yayın ve dinleme anıları da o kadar çok ki, radyo ile ilgili anıları zaman zaman ayrı bir blog paylaşımında dile getirmek istiyoruz. Sağ tarafta oğlu Recep'in arkasında su tesisatı ve bağlı bir musluk görüyorsunuz. Orası, eski evlerimizde el yüz yıkamak için lavabo gibi kullanılan suluk dediğimiz yerdir.. Aynı zamanda orada banyo da yapılırdı. Kışın da elde yıkanmış çamaşırlar durulanırdı. 

Yılını tam hatırlamamakla birlikte  fotoğraf karesi, 1972 ya da 1973 yıllarından birinde çekildi. 43 ya da 44 yıllık bir geçmişi olan bu birlikteliğin bir benzerini bile bir daha yaşamak ne mümkün. 

İyi ki akıl etmişiz de bu fotoğrafları çekmişiz. Yoksa, böyle bir anı yaşadığımızı diğer türlü hatırlamak ne mümkün? Mümkün değil! İşte böyle anları ölümsüzleştirmenin faydalarını şimdi onlara bakarken anlıyoruz. İyi ki bu fotoğrafı çekmişiz.