Çocuklarıyla


Duvarları taş ve kerpiç, tavanları kavak ağaçları ile örtülü, zemini çamur dolgu ile kaplı, alt katı ahır olarak kullanılan iki katlı evin balkonunda Gülsüm Altun'u,  çocuklarından: Recep, Gürbüz, Haydar ve İbrahim ile beraber iken görmektesiniz. Bu karede en büyük oğlu Hasan Hüseyin yok, çünkü o aşağıda bu fotoğrafı çekmektedir. Görmüş olduğunuz bu fotoğraf karesi sizlere pek bir şeyler anlatmaz, ama bizlere o kadar çok şeyler anlatır ki; yazmak için ne kağıt, ne kalem ne de ömür yeter. 

Babamız bu sıralar Almanya'da işçi olarak çalışıyordu. Yani gurbetteydi. Bizler de o zamanlar öğrenci idik. Fotoğraf karesinin alındığı tarihi tam bilmemekle birlikte tahminen 1968-1970 arası yıllardan biri olabilir. 

Fotoğraf karesinin arka planında görüntüye giren çatılı ev de karşı komşumuz Patalaçlar'ın Nuri Tapan, oğlu Hacı Yunus, ailesi ve çocuklarıyla birlikte kışları kaldıkları evleridir. Önceleri hep kiraya verdikleri için bu evin sayesinde çok aile tanıdık ve çok değişik komşular edinmiştik. 

Nalbantların Vahit'in oğlu İsmet Karagöz, Kırşehir'li marangoz Sami Dündar, Meşeköylü Osman Ağanın Yusuf Tıraş, Şereflikoçhisarlı tuzcu Ali, Mecusilerin radyocu İsmail Gökbulut vs. 

Şimdi bu fotoğraf karesinde kalan evimiz de mahallemiz de tarih oldu. Çünkü 1986 yılında Kaman Belediyesi açık pazar yeri olarak kullanmak üzere kamu yararına istimlak ederek evlerimizi yıktı. Her ne kadar kamu yararına olan bir işlem olsa da adaletli ve hakkaniyetli bir istimlak yapılmadığı için, bizler bunu istimlak değil bir zulüm olarak kabul ediyor ve bizlere zulmeden zalimlere de hakkımızı helal etmediğimiz gibi, onlara lanet ediyoruz. 

Yorum Gönder

0 Yorumlar