Kızı Ganime


Gülsüm annemin kızı Ganime, Hasan ağabeyim ile benim aramda doğmuş. Nüfus kayıtlarında Ganime ile ilgili sağlıklı bir bilgiye ulaşamadım. Ancak Servet amcamın da 01.03.1951 tarihinde bir kızlarının olduğunu ve adını da Ganime koyduklarını nüfus kayıtlarından öğrendim. Belki de bir yanlışlık oldu ve kardeşimiz Ganime doğduğunda, babam Aziz'in hanesine kaydedilmesi gerekirken sehven Servet amcamın hanesine de yazılmış olabilir. Kız kardeşimiz Ganime'nin vefatını hatırlıyorum, yani aklım eriyordu. Güz mevsimiydi, aylardan Eylül de olabilir Ekim de ama tam hatırlamıyorum. Rahmetlik annemiz Gülsüm tarafından mutlaka bir yere not edilmiştir ama, böyle yazılı bir not ile de karşılaşmadım. 12 ya da 13 yaşına geldiğin de vefat ettiğini söylerlerdi. 

Ganime'nin tam doğum tarihini bilemediğimiz için, tam ölüm tarihini de sağlıklı bir şekilde tespit edemiyoruz. Ama, eğer Ganime 1951 doğumluysa ve 12 yaşında da vefat ettiyse, 1963 yılında vefat etmiş olabileceği muhtemeldir. Bir mezar taşı bile yok. Çünkü, Ganime ablam vefat ettiğin de şimdiki lisenin yerindeki eski mezarlığa defnedilmişti. Daha sonra buradaki tüm mezarlar açıldı ve mevtalarımızın kemikleri bir torbaya konup, yeni mezarlığa defnedildi. Babamız Aziz'in eski eşi Ganime ile kızı Ganime'nin kemikleri bir torbaya konularak, yeni mezarlıkta kazılan tek mezara defnedilmiş olabilir. O zaman mezarların nakledilmesi işinde  rahmetli Mustafa amca bize yardımcı olmuştu. Mezarların kazılmasını ve kemiklerin torbalara konarak yeni mezarlığa taşınmasını çok iyi hatırlıyorum, çünkü bu işler yapılırken ben de Mustafa amcaya yardım ediyordum. Mustafa amca, secereye göre en büyük dedemiz Mehmet Köseoğlu'nun oğlu Hacıali'nin çocuklarından Osman'ın oğludur. Yani Çapar Anşa'nın kocası, Berber Bekir'in babasıdır.   

Ganime'nin fiziki yani bedenen bir engeli bulunmamaktaydı. O sadece akıl ve zeka özürlü idi. Konuşamazdı. Verirsen yer ve içerdi. Vermezsen bakar dururdu. Rahmetlik annemiz Gülsüm, bu özürlü kardeşimizden dolayı çok çekti ve onun bu durumuna çok üzülürdü. Gitmedikleri doktor ve hoca bırakmadılar, her şeye rağmen Ganime bir türlü akıl sağlığına kavuşamadı. Bu nedenle annemiz Gülsüm, bir türlü iyileşemeyen kızı Ganime için biraz da isyan ederdi. İsmi neden Ganime konuldu? Babamız Aziz'in vefat eden ilk eşinin adı Ganime olduğu için. Aslında çocuklara ölenin adını koymamak lazım diye düşünüyorum. Çünkü öleni yaşatmaya uğraşmak gibi bir durum ortaya çıkıyor, belki de Yüce Allah bunu bir isyan kabul ediyordur. Bu konuyu derinlemesine incelemek gerekir.

Kız kardeşimiz Ganime ile babamız Aziz'in eski eşi Ganime'nin yeni mezarlıkta (yani şimdiki Cuma Mah. Mezarlığı) defnedildiği yer kayboldu gitti. Zamanında bir baş taşı bile dikilmemiş ve zamanla da kaybolup gitmiş. Eskilerin tariflerine göre Ganimelerin defnedildiği yerin fotoğraf karesini aşağıda paylaşıyorum.

Söylenenlere göre, Hasan dedemizin karısı Akkız Altun'un mezarı ile onun sol tarafında yol olmuş boşluğu görüyorsunuz. İşte burası büyük bir ihtimalle Ganimelerin mezarıdır.  Rahmetli annemiz Gülsüm o zamanlar babamız Aziz'e çok söylemiş, "şu mezarın başına bir taş dikin kaybolup gidecek!" diye ve rahmetlinin de dediği gibi oldu ve mezar kaybolup gitti. İslam'a göre, kaybolan mezar daha eftalmış ama...



Babam Aziz Altun'un vefat eden ilk eşi Ganime'nin kabrinin olabileceği yeri tanımlamak için çekilmiş fotoğraf karesini görmektesiniz. 

Selam ve dualarımla birlikte bir başka fotoğraf karesinde buluşmak üzere Allah'a emanet olun. Her şey gönlünüzce olsun. Hoşçakalın.

Yorum Gönder

0 Yorumlar