Yazılacak Çok Şey Var


Babam Aziz ile birlikte Almanya'dan izne geldiğimiz yıllardan biriydi. Büyük bir ihtimalle 1972-1973
yıllarından biri olsa gerek. Burada fotoğrafı çeken benim. Çünkü ben bu karede yer almamışım. Karenin en ön tarafından tanıtıma başlayalım. Sandalyede oturan ve birazcık da kendini, diğerlerinin de görüntüsünü engellememek için geriye doğru yaslayan kardeşimiz Gürbüz, hemen onun yanındaki babamız Aziz, kafası görünen kardeşimiz Haydar, onun yanındaki annemiz Gülsüm, askerden izinli gelen ağabeyimiz Hasan Hüseyin ve kucağında oturan  rahmetli kardeşimiz İbrahim ve başı çarlı olan kadın Sultan ebemiz ve onun yanındaki genç kızımız da Sultan ebemin torunu, Muzaffer ve Makbule'nin kızları Leyla'dır. 

Babası Muzaffer, Leyla'yı Almanya'ya götürmek için her işlemlerini tamamlamıştı. İşte artık bu kare, Leyla'nın Türkiye'de yer aldığı son fotoğraf karesidir. Leyla, akıllı ve zeki bir kızdı. Babası onu Almanya'ya götürdükten sonra, onu bir daha Türkiye'de görmedik. Ama Almanya'da iken, karşılıklı ziyaretlerimizde görüşüyorduk. Leyla, Almanya'da bir Alman ile evlendi ve çoluk çocuğa karıştı gitti. Türkiye'ye tatil için izne gelmişler ama, tek bir defa Haydar dedemizi ayak üstü ziyaret edip, başka kimselere uğramadan çekip gitmişler. Babam onun Aziz eniştesi, annemiz Gülsüm'de babasının amcasının kızı oluyordu ve bir kaç yıl yaşanmış bir beraberlik vardı. Demek ki, aramızda ziyaret edilecek kadar bir hatır ve sevgi oluşmamış. 

Sultan ebemiz de Gülsüm annemizin Mehmet amcasının hanımıdır. Sultan ebemiz, her şeye rağmen, çok çalışkan ve yardım sever bir kadındı. Anneme, ev işlerinde hep yardım ederdi. Onun iyiliklerini unutmak mümkün değil. Cenab-ı Hakk ona rahmetiyle ve cennetiyle muamele eylesin.   

Karede gördüğünüz yeşil boyalı kapı ve penceremiz, evimizin salonuna açılan balkonlu antreden giriş kapısıdır.  Şu anda oturulan yer ince uzun bir salondur. Burası bizim hem salonumuz hem de diğer odalara giriş yapılan bir antredir. Gürbüz'ün arkasında görünen oda giriş kapısının sağ üst tarafında ahşap bir radyoluk ve üzerinde kareye yarısı yansımış, Philips marka lambalı bir radyo var. Bu radyonun hikayesi de çok, anısı da çok. Dolayısıyla bu lambalı radyonun hatırasını bir blog sayfasında tek başına ele almak istiyorum. Haber, şarkı ve türkülerin ardından "Mikrofonda Tiyatro" , "Arkası Yarın", "Bir Roman, Bir Hikaye" proğramlarını hiç kaçırmadan dinlerdik. Radyo, o zaman bizlerin tek sosyal medya ve eğlence aracıydı.    

Ben bu fotoğraf karesinde söylenecek daha çok şeylerin olduğunu biliyorum. Burada yer alan tüm aile bireyleri mutlu görünüyorlar. İşte böyle anları yaşatabilmek için bu fotoğraf kareleri ne kadar kıymetli. Bu karede yer alıp da şimdi aramızda olmayanlar var. O zamandan kim bilirdi, kimin neler yaşayacaklarını. Gülsüm annem, Sultan ebem ve kardeşimiz İbrahim rahmetli oldular. Cenab-ı Allah onlara rahmetiyle, merhametiyle, mağfiretiyle ve cennetiyle muamele eylesin inşAllah. 

Selam ve dualarımla birlikte bir başka fotoğraf karesinde buluşmak üzere, Allah'a emanet olun, hoşça kalın. Her şey gönlünüzce olsun. 

Bugün 18 Aralık 2022 Pazar, bu fotoğraf karesine yeniden baktığım da gözlerim dolup geliyor. İçim sızlıyor. O günlerimizin tadı da tuzu da bambaşkaydı. Mutlaka o zaman da ters giden bazı olumsuzluklar varmıştır. Ama asla günümüzün olumsuzluklarını bastıramaz.

Bu fotoğraflara tekrar tekrar her baktığım da içim dolup dolup geliyor ve hemen kalemi elime alıp başlıyorum yazmaya. O günlerde sanki ne tasamız varmış, ne de derdimiz. Sizin anlayacağınız sıfır sorun, sıfır problem. O günlerde sevgi, saygı, hatır, büyük küçük vardı. O günler bambaşka güzel ve bambaşka bir tatlıydı. Ama o günleri yaşarken bunları bile belki göremeyecek kadar kördük. Acaba gönül gözümüz şimdi mi açıldı? Yok yok!.. Şimdi büyüdük, yaşlandık, gönül gözümüz açıldı, ufkumuz genişledi ve haliyle her şeye bakış açımız da farklılaştı. 12.01.2023 Bundan sonra fotoğraflara her ilave ettiğim parağrafın altına tarih atacağım. 

Yorum Gönder

1 Yorumlar

  1. O günler çookkk güzel günlermiş be abi şimdi yaşadıkça anlıyoruz, insanların, dostluğun , komşuluğun ne demek olduğunu. 😢😢😢

    YanıtlaSil