Tandırlık


Gülsüm Altun'u, evlerinin bahçesinde yufka ekmek ve hamur işleri vs. yapmak için inşa edilmiş ve adına yöremizde tandırlık dediğimiz yapının önünde görmektesiniz. Çok çalışkan bir kadındı Gülsüm annemiz. Çok hamarattı. Bir dakika boş durmazdı. Çünkü baba ocağında öyle görmüş ve öyle yetişmiş.Tandırlığın kapısındaki "ÜOD" Ülkü Ocakları derneğinin logosudur. Beş oğlan çocuğunun dördü de ülkü ocaklarına gönül vermiş, onun sevgili ülkücü çocuklarıydı. 

Anne yüreği çok farklı bir yürektir. Anne yüreğinin ne olduğunu anlayabilmek için, aynı onun gibi anne olmak lazımdır. Babaların yüreği farklıdır. "Ağlarsa anam ağlar, gayrısı yalan ağlar" diyen atalarımız bu söylemle anaların nasıl bir varlık olduğunu ortaya koymuşlardır.

Yaz günleri, tandırlık dediğimiz yapının içinde çok yattık. Burada ahşaptan yapılmış sedir dediğimiz, şimdiki üçlü kanepelerin yerini tutan üzerinde pamuk döşek ve üzerinde yine yünden yapılmış bir yorgan ve tabi bir de başımızı koyacağımız yastık hep hazır dururdu.  Kim gece eve geç geldiyse, bu tandırlığa girer ve oradaki sedirin üzerinde geceyi geçirirdi. Yaz günü banyolarımızı da burada yapardık. Kurulu bir kömür sobası vardı. İçeride bir köşede de yıkanılacak betondan yapılmış suluk dediğimiz yerde banyomuzu yapardık.  

Fotoğraf karesinin arka tarafında görülen balkonlu ev ise, annesi Zeynep Gönç'ün evidir. Anne kız aynı ada içinde ama ayrı ayrı parsellerde yer alan evlerinde ikamet etmekteydiler. 

Yorum Gönder

6 Yorumlar

  1. O tandırlık unutulur mu mahallenin ekmeğinin imece usulü edildiği, mis gibi yufka nın, gaygananın, korkularının geldiği emekçi analarımızın toplantı yeriydi sanki. Çokk özledim o günleri o insanları 😢

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhabalar Duran.
      Sen de benim gibi memleket, eş ve dost, yani kısacası sıla-i rahim hasret ve özlemi içerisindesin. O günler geldi geçti. İşte bu fotoğraf kareleri sayesinde anıları kaldı.
      Tandırlığa gelince, eskiden bir mahallede ekmek yapılırken belki bir kilometre öteden kokusu alınırdı ve ne kadar lezzetli kaygana, içli ve yufkalar pişirilirdi. Eline yumurtasını, yağını, içlisini alan tandırlığa gelir kaygana, içli, şepit yaptırırdı. Artık tarih oldu, o günler gelmez geri.
      Ziyaretin ve yorumun için çok teşekkür ederim. Sağolasın Duran'ım.

      Sil
  2. Çokk kıymetliymiş o günler, anladık ama geri getiremiyoruz 😢😢😢

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet, yaşarken hiç birimiz farkında olmadık, olamazdık da... Çünkü her gün sıradan ve olağan yaşanan şeylerdi. İşte ne zaman aradan bir epey zaman geçiyor ve işte o zaman kıymete biniyor.
      Ziyaretin ve yorumun için çok teşekkür ederim.

      Sil
  3. Atamız dı, anamız dı, kollayanımız, hocamız yol göstericimizdin. Mekanın cennet, yattığın yer nurla dolsun. 🤲🤲🤲🤲🤲

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Eskiden büyükler, küçüklerin rehberiydi. Eskiden saygı ve sevgi vardı. Eskiden hatır, gönül vardı. Şimdi aynı değerlerimiz yok, işte eskiyi bir kat daha değerlendiren şeylerdir bu güzel hasletler.
      Ziyaretin ve yorumun için çok teşekkür ederim.

      Sil